Varılacak yarınlar – Bölüm 5

“Nasıl benim için?”

“Açınca anlayacaksın.” dedi Utku yumuşak bir sesle onun gözlerine bakıp.

Ada elini uzatıp, aldı yeniden kutuyu, yavaça kaldırdı kapağını. Yüreğindeki sızı üç oldu birden bire. Utku’nun hissettiklerinin farkındaydı evet ama, birden bire bu şekilde açılmasını beklemiyordu. Kafası Volkan ve Müzeyyen teyze ile doluyken, bir de Utku’nun süprizi iyice sarsmıştı onu. Göz yaşlarına hakim olamayınca, bunların mutluluk olduğunu sanıp, tuttu ellerinden Utku, “Rededeceksin diye o kadar korktum ki inan! Günlerdir bu anın hayalini kuruyordum sürekli.”

Elinden kutuyu alıp, yüzüğü parmağına taktı Ada’nın. Ada ise, olan biteni bir hayal perdesinin ardından izliyormuş gibi hissediyordu kendini şimdi. Ellerini çekip, “Çalışmalıyız” diyebildi sadece ve piyanoya döndü.

“Haklısın aşkım, çalışmalıyız, bu günden sonrası bizim nasılsa!” diyerek döndü Utku’da büyük bir şevkle. Ada parmağındaki yüzükten alamıyordu gözünü. Bir kaç kez şaşırdı bu yüzden. Utku devam ederek kurtardı onu, heyecanlanması çok normaldi Ada’nın böyle bir anın ardından, o da çok heyecanlıydı.

Bu son provanın ardından Ada’nın kuaför randevusuna gitmesi gerekiyordu. Evden birlikte çıktılar ve kuaföre gittiler. Utku beklemek istese de, okul çok uzak olmadığı ve okuldaki tören provasından önce yapılacak hazırlıklar da olduğu için gönderdi onu. O gider gitmez, yüzüğü çıkartıp cebine koydu. Çok şaşkın davranmıştı, onun böyle umutlanmasına izin vermek haksızlıktı. Törenden sonra konuşmalıydı Utku ile. Peki Müzeyyen teyzenin durumu ne olacaktı? Kuaför saçlarını yaparken internetten biraz araştırdı karaciğer naklini. Kan bağı olan birinin karaciğerinin bir parçası ile hayatı kurtulabiliyordu böyle hastaların. Volkan geldi aklına ama, Müzeyyen teyze ona söylememesi konusunda sıkıca tembihlemişti. Annesinin durumu ağırlaşır da, Volkan Ada’nın böyle bir şeyi sakladığını duyarsa çok kızardı biliyordu. Bir yandan yüreğindeki sızıya rağmen, onu Pelin ile evlenmesi için ikna etmesi gerekiyordu, bu konuda da Müzeyyen teyzeye söz vermişti. Başı öyle ağrıyordu ki, kafası karmakarışık gitti okula. Muammer bey, Hulusi amca ve Müzeyyen teyze çoktan gelmişlerdi tören alanına. Arkadaki sandalayelere geçip son provayı izlediler. Volkan provada da rahat durmuyor, sürekli Ada ile uğraşıyordu ama, kızın neden yüzünün bir türlü gülmediğini anlayamıyordu. Utku tören boyunca Ada’nın yanından ayrılmadı, yüzüğü elinde göremeyince biraz bozulmuştu ama, ailesi ile konuşmadan takmak istememesini de anlayışla karşılamıştı içinden.

Törenin ardından bütün gençler kendi ailelerinin yanına gittiler, Müzeyyen teyze başta olmak üzere hepsi ağlamıştı. Volkan ve Ada’yı kucaklayarak tebrik ettiler hepsi.

“Artık sponsorluk bitti, bundan sonra patronunuzum” dedi Hulusi amca ikisine de sarılarak.

Akşamki balodan önce, bir yemek yemeyi planlamışlardı dışarıda, Müzeyyen teyze bu güzel günü kutlama yemeğine Saadet hanımları da davet ettiğini söyleyince, Volkan’ın yüzü düştü hemen. Ailesi ile görüştükten sonra koşa koşa yanlarına gelen Utku da davet edilince Ada ve Volkan dışındaki herkesin mutlu olduğu büyükçe bir grup oldular. Yemekte Pelin ve Volkan, Utku ile Ada yan yana oturtuldu. Müzeyyen teyze Utku’nun tavırlarından, Ada’ya olan ilgisini hemen anlamış anlamlı anlamlı onlara bakıyordu. Yemek sonrası herkes dağılınca Ada’nın yanına gidip, “Desene çifte nişan yapacağız, hayatım boyu en büyük hayalim buydu!” diyerek kucakladı onu. Hulusi amca ve Muammer bey şaşkın şaşkın kaldılar , Hulusi amca “Artık bize de birileri danışsa diyorum” diyerek surat astı biraz ama, yine de tebrik etti Ada’yı.

Olanlardan hiç bir şey anlamayan Volkan, “Ne oluyor Ada? Utku nereden çıktı şimdi?” dedi kaşlarını çatarak.  “Ne oldu da, neyi tebrik ediyorsunuz ben anlamadım?”

Ada yüzükten bahsetmedi hiç birine, her şey öyle hızlı gelişiyordu ki, “Utku ile aramızda bir şey yok” demeye fırsat bulamadan Müzeyyen teyzenin ani müdahalesine maruz kalmıştı. Babasının soran gözleri ile karşılaşınca, “Henüz böyle bir şey yok, konuşmadık biz” diyebildi sadece.

“Olacak kızım, ben anlarım. Utku bu gün yarın açılır sana” dedi neşeyle Müzeyyen teyze. Sonra da “İki çocuğuna aynı anda yapacağı nişanla ilgili planlarını anlatmaya koyuldu yol boyunca. Muammer bey arada bir arkada oturan kızıyla göz göze geliyor ama, bir şey söylemiyordu. Hulusi amca kontrolü dışında gelişse de, evlatlarının mutluluğu için yapılan planlara kaptırıvermişti kendini az önceki bozulması kaybolup gitmişti. Ada Müzeyyen teyze ile Volkan’ın ortasında oturmuş düşüncelere dalmıştı.

“Bunu yapamazsın!” dedi Volkan usulca eğilip.

“Bir şey yapmadım ki zaten” dedi ona Müzeyyen teyzeye duyurmamaya çalışarak.

“Bana dövdürtme o adamı” dedi Volkan çok ciddi bir sesle.

Volkan’ın ne demek istediğini anlayamadı Ada, “Sen de yapma o zaman” demek istedi sadece. Yüreğinin nasıl acıdığını anlatamadı bu sefer en yakın arkadaşına. Sustu.

Arabadan inince Hulusi amca ile Muammer bey bahçeye geçtiler direk. Müzeyyen hanımın neşesi yerine gelmişti. Hemen içeri girip planlama yapacağını söyledi. Ada o kadar yorgun hissediyordu ki, akşam ki baloya katılacak hali bile kalmamıştı. Önce kendi küçük evlerine girip biraz kafasını toplamaya karar verdi. Ayrıca birden bire ortaya çıkan bu Utku hakkında babasına bir açıklama yapma ihtiyacı hissediyordu. Müzeyyen teyzenin aniden ortaya attığı bu nişan fikrinden adamcağız hiç bir şey anlamamış, kızının ondan gizlediği bir şeyler olduğunu sanmıştı muhtemelen.

Tam eve doğru yürürken, Volkan’nın hiç duymadığı kadar sert çıkan sesine döndü, “Demek bir şey yapmadınız küçük hanım!” diyordu Volkan, bir elinde sabah cebine koyduğu yüzük vardı.

Ada hızlı adımlarla onun yanına gelerek yüzüğü aldı elinden, “Henüz bir cevap vermedim” dedi hışımla. Hem Volkan’a ne oluyordu böyle? O Pelin ile nişanlanacak diye bir şey diyor muydu Ada?  Diyebiliyor muydu daha da doğrusu.

“Ada lütfen yapma!” dedi Volkan tekrar sesi yumuşamıştı.

Durup ona baktı Ada, “Neden?” diyesi vardı ama, Utku hakkında ileri geri konuşacağını düşünüp vazgeçti. Zaten bir şey olacağı yoktu, babası ile konuştuktan sonra Müzeyyen teyze ile de konuşabilirdi. Utku’nun ona açıldığını zaten bilmiyorlardı. Dönüp yürüdü eve.

Balo saati geldiğinde, Müzeyyen teyze Volkan’ın istediği gibi giyinip giyinmediğini kontrol edip, Ada’ya bakmak için bahçeye çıktı. Tam o sırada Utku arabasıyla kapının önüne gelmişti. Onu görünce doğrudan bahçe kapısına yöneldi.

“Hoş geldin oğlum, Ada’yı m alacaksın?”

“Merhaba Müzeyyen teyze, sabah telaşeden söylemedim ona ama, evet izin verirseniz Ada’yı baloya ben götürmek istiyorum.”

“Elbette evladım, gelir şimdi o da, ben de ona bakmaya gidiyordum zaten. Volkaaaan! Oğlum Ada’yı çağırır mısın Utku geldi! ”

Utku’nun adını duyar duymaz çıktı Volkan bahçeye, “Hayırdır?” dedi annesinin varlığını unutarak.

“Ada’yı almaya geldim” dedi Utku gülümseyerek.

“Ada benimle gelecek baloya!”

“Volkan, oğlum beraber gidersiniz ne oluyorsun?” dedi Müzeyyen hanım fısıldayarak, Volkan’ın kardeş gördüğü Ada’yı koruma iç güdüsüyle davrandığını düşünüp mutlu olmuştu içten içe.

Onların sesine çıktı Ada’da bahçeye, Utku’yu görünce şaşırdı karşısında.

“Merhaba Ada, bu gün konuşmaya fırsat olmadı ama beraber gideriz diye düşündüm baloya.”

Ada, Volkan ve Müzeyyen teyzeye baktı hemen, Volkan kaşlarını kaldırıyordu sürekli “Hayır” desin diye.

“Ben izin verdim kızım, rahat ol, gidin tabi.” dedi Müzeyyen teyze gülümseyerek.

“Bana söz vermiştin” dedi Volkan araya girerek.

“Onlara yüzükten bahsetmedin mi?” dedi Utku bu defa tuhaf bir özgüvenle.

“Ne yüzüğü?” dedi Müzeyyen teyze meraklı gözlerle Ada’ya bakıyordu şimdi.

İşler iyice kontrolünden çıkmıştı Ada’nın.

(devam edecek)

Bölüm 1

https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/06/varilacak-yarinlar-bolum-1/

Bölüm 2

https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/07/varilacak-yarinlar-bolum-2/

Bölüm 3

https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/08/varilacak-yarinlar-bolum-3/

Bölüm 4

https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/09/varilacak-yarinlar-bolum-4/

Bölüm 5

https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/10/varilacak-yarinlar-bolum-5/