Biraz eksik, biraz fazla – Bölüm 11

Gamze içinden gelen dürtüye hakim olamayıp, elini uzattı onun yüzünün hüzünlü tarafına, parmaklarını hafifçe gezdirdi koyalaşan teninde, derisinde oluşan çizgileri ve o çizgilerin içinde biriken hüznü hissetti içinde.

“Anne?” diyerek açtı gözlerini Kemal, karşısında annesi yerine Gamze’yi  görünce irkildi birden, “Ne yapıyorsun?” dedi elini yakalayarak.

“Hiç!” dedi Gamze, “Sakladığın hazineyi keşfediyordum sadece”

“Ne hazinesi?” dedi Kemal beklemediği bu cevap şaşırtmıştı onu, koluna çevirdi başını, kanama durmuş, kolundaki sargı yenilenmişti, hala canı yanıyor olsa da, dün gece ki gibi değildi artık.

“Karanlıkta düşmüştün, ben de seni odana taşıdım yeniden, o makinelere mi kaptırdın kolunu?”

Kemal’in şaşkınlığı iyice artmıştı bu kez, “Hangi makinalara?” dedi gözlerini kısarak, Gamze’nin gülümsediğini görünce, “Beni mi takip ettin sen?” dedi.

“Benim bütün gün canım sıkılıyor bu evde, son bir haftayı senin kitaplarını okuyarak geçirebildim. ”

“Çizgiyi aşıyorsun artık” diyerek doğruldu Kemal, yataktan ve saçlarını farketti bu kez, hışımla çekip çıkardı tokayı ve yüzüne döktü yeniden hepsini.

“Zaten gördüm seni, bu evde ikimziden başka kimse yok, neden saklanmakta ısrar ediyorsun. Saçlarının seni sakladığını mı sanıyorsun dünyadan?”

“Bu seni hiç ilgilendirmez!”

“Bal gibi de ilgilendirir, bu evde yaşıyorum ben.”

“Evet hepsi o kadar, yaşıyorsun ama benimle değil, kendin istediğin için buradasın, ben istediğim için değil bunu unutma!”

“Az önce kendinde değilken, çok daha iyi anlaşıyorduk seninle” deyip kalktı o da yatağın kenarından ve içeri geçti.

Annesinden sonra yüzüne dokunan ilk kişi olmuştu aslında Gamze, gözleri kapalıyken annesininkinden ayırdedemediği o sıcaklığı özlediğini düşünmüştü. Beyza hanım onu hep o yanağından sever, gelip o yanağını öperdi. Bunun annelikle ilgili olduğunu düşünürdü Kemal. Kuzgunum diye sevmesinin nedeni de buydu zaten. Gamzenin parmakları yüzünde dolanırken, o sevgiyi hissetmişti içinde. Annesinden başka hiç kimsede hissetmediği o sevgiyi. Bütün gece beklemişti başında belli ki, o da annesi gibi. O olmasaydı belki de kolundaki yara yüzünden çok kötü durumda olacaktı şimdi. Evet onun varlığını istemiyordu bu evde ama, dün gece borçlanmıştı yine de. Gönlünü almak için çıktı odadan, en azından bir özür dileyebilirdi. Onu salonda göremeyince, odasına baktı orada da değildi.

“Gitti mi?” diye düşündü kendi kendine, içinden bir sızı geçti. Kapı açıldı ve girdi içeri Gamze, her gün yaptığı gibi kır çiçekleri toplamak için çıkmıştı sadece, ona hiç bakmadan gidip topladığı çiçekleri yerleştirdi masaya ve kahvaltı hazırlamaya koyuldu. İlk kez ikisi birden evdelerdi o kahvaltı hazırlarken.

Kemal ona yardım etmek için mutfak tarafına geçerken, gördü sol kolunu tutuyordu ara ara ve zorlanıyordu bir şeylere uzanırken.

“Beni kaldırıken mi oldu bu?” dedi yanına gidip.

“Hayır” dedi Gamze ve işine devam etti. Dur da bakayım, zorlanıyorsun işte belli.

“O saçını başını toplamadan, dokunamassın koluma!” dedi kız bu sefer sesini yükselterek. “Burnunun ucunu göremiyor düşüyorsun evin içinde, ayrıca beni de duvara çarptırdın dün aynı sebepten, kolum o yüzden ağrıyor ve muhtemelen o saçlar yüzünden göremediğin için elin bu halde!”

Azarlanmak komiğine gitmişti Kemal’in, kendini tutamayıp gülmeye başladı birden, “Aynı annem gibisin!” diyerek gitti içeriye. Onu ilk kez gülerken gören Gamze’de yüzünde bir gülümseme ile baktı arkasından. Kolu gerçekten ağrıyordu ama bir kaç güne geçeceğinden şüphesi yoktu. Biraz sonra, “Bakayım koluna” diyen sesine döndü yeniden. Az önce fırlattığı tokayı, yeniden takmıştı Kemal, saçlarını olduğu gibi geriye atmış ve başının arkasından tokalamıştı. Zor bir gecenin arkasından yaşanan bu gelişmeler mutlu etmeye yetmişti Gamze’yi, gülümseyerek uzattı kolunu ama, uzatmasıyla inlemesi bir oldu, “Ahh!”

“Kötü görünüyor, sanırım ikimiz de tek kolluyuz bu gün!”

“Senin yüzünden!” dedi Gamze yine kaşlarını çatarak.

“Özür dilerim, ben senin canını yakmak istememiştim.”

“Biliyorum, hadi kahvaltı edelim” diyerek oturdu masaya Gamze, Kemal’de yanına yerleşti. Konuşmadan yediler tabaklarındakini. İkisi de iki haftanın üzerine yaşanılan bu arkadaşça sabahın keyfini sürüyordu içinde. Kemal için annesinden sonra, birlikte güldüğü ilk kadın olmuştu Gamze bir anda ve yüzünü saklamadığı. Gamze ise haftalardır yüreğinde taşıdığı ağırlıktan kurtulmuştu sanki bir anda.

“Yemekleri görmek nasıl bir duygu?” dedi ona dönüp. Kemal neredeyse ağzındaki çayı püskürtecekti.

“Güzelmiş” dedi toparlanıp, gülümsedi yeniden. Gamze onu hüzünlü bakan gözünün bile gülümsediğini gördü o anda. Gürhan’ı hatırladı nedense yeniden, o da ağlarken birden gülmeye, gülerken birden ağlamaya başlardı çoğu zaman. Kemal her ikisini aynı anda yapabiliyor gibi görünüyordu gülmediği zamanlarda, ama gülünce, içi ısınıyordu insanın sanki.

Kahvaltıları bitince, Kemal her zaman ki gibi kulübeye gitmeyi düşündü ama bu kolla yapabileceği fazla bir şey yoktu. Gamze, “Gitmek istiyorsan sana yardım edebilirim” dedi ne düşündüğünü anlamış gibi.

“Tamam” dedi o da keyifle. O sabah aralarında başlayan bu sohbet, akşama kadar devam etti. Kemal ona sevdiği kitaplardan seçti yeniden, çoğunu iki üç kez okumuştu aslında, yine de bir süre sonra yeniden okumaktan keyif alıyordu. Tahtalara olan aşkı çocukken başlamıştı, yani yangından önce. Babası o zamanlar marangozluk yapıyordu. Onun atölyesine gider, yaptıklarını hayranlıkla izlerdi. Bazen babası ona ufak tefek işlerde yardım etmesini isteyince, havalara uçardı sevinçten. O kazadan sonra, okulu da bırakıp amaçsız kalınca, babasından bu kulübeyi yapmasını ve orada ona işi öğretmesini rica etti. Hamza bey, oğlunun bu isteğini geri çevirmedi. Bir kaç ay birlikte çalıştılar burada, işin püf noktalarını, bildiği ne varsa anlattı ona. Sonrası kendiliğinden geldi, zaten Kemal’in yeteneği vardı bu işe, sevgisi de öyle. Babası artık marangozluk yapmıyordu ama, atölyenin eski müşterilerin özel isteklerini topluyordu yine de. Kemal’in yaptığını söylemiyor, iş bitince buradan alıp teslimatı yapıyorlardı. Malzemeler için de, onun desteği devam ediyordu elbette. Böylece tüm hayatı haline gelmişti tahtalar onun.

“Bu arada çalışırken saçlarımı topluyorum” dedi gülerek, sadece dikkatim dağıldı bir an için.

Akşam hava kararmadan döndüler eve birlikte, ilk kez birlikte girdiler içeri. Gamze bütün gece uyumadığı için kendini çok yorgun hissediyordu aslında ama, nihayet Kemal’e ulaşmış olmanın heyecanı ile devam etmek istiyordu konuşmaya. Onun küçülen ve zorla açık tuttuğu gözlerini farkeden Kemal, “Haydi bakalım, artık evimde yalnız kalmak istiyorum, odana!” dedi sert sert.

El sallayıp girdi odasına Gamze. O gece ikisinin de uyumadan önce yüzlerinde kocaman bir gülümseme ve düşüncelerinde geçirdikleri günün anıları vardı.

Kemal bu kızın nasıl böyle birden bire kanına girdiğini anlayamıyordu bir türlü ama, göğüs kafesindeki boşluğun yerini alan tuhaf bir duygu hissediyordu. Devam eden hafta boyunca, iki arkadaş gibi kulübeye gidip sohbetler ettiler, biraz yürüyüş yaptılar, biraz kitap okudular birlikte. Gamze’nin kolu geçmişti ama, Kemal’in kolunun iyileşmesi için daha zaman gerekiyordu. Bu haldeyken siparişi zamanında yetiştiremeyeceği için babasına haber vermek zorundaydı ama, kolunu yaraladığını öğrenirlerse özellikle annesi paniğe kapılırdı büyük ihtimalle.

Beyza hanım iki haftadır konuşmamıştı oğluyla, eskiden iki günde bir gidip gördüğü Kemal’i iki haftadır görmeyince huzursuz olmaya başlamıştı. Evde olan biteni merak ediyor ama, onlardan bir ses gelmediği sürece, arayıp sormaya da çekiniyordu.

“Birbirlerine bir şey yapmış olamazlar değil mi Hamza?” dedi akşam oturuken kocasına. “Nereden aklına geliyor bunlar, ne yapacaklar birbirlerine, en çok bağırıp çağırmışlardır.” dedi Hamza bey ama o da merak ediyordu. Bir kez Kemal gelip erzak alıp götürmüş, onda da doğru dürüst konuşmamıştı bile.

“Gitsek mi bir akşam, yarın mesela?” dedi Beyza hanım.

“Valla ben de merak ediyorum, gidelim” dedi Hamza bey. En çok Kemal onları kapıdan kovardı, o da yaşamadıkları şey değildi zaten.

(devam edecek)

Bölüm 1

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/23/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-1/

Bölüm 2

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/24/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-2/

Bölüm 3

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/25/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-3/

Bölüm 4

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/26/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-4/

Bölüm 5

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/27/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-5/

Bölüm 6

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/28/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-6/

Bölüm 7

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/29/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-7/

Bölüm 8

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/30/bir-eksik-bir-fazla-bolum-8/

Bölüm 9

https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/01/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-9/

Bölüm 10

https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/02/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-10/

Bölüm 11

https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/03/biraz-eksik-biraz-fazla-bolum-11/

 

 

Biraz eksik, biraz fazla – Bölüm 11’ için 7 yanıt

  1. Radyodan arkası yarını dinliyormuşçasına heyecanla bekliyorum bir sonrayı.Teşekkür ederim yaşattığınız güzel duygular ve güzel yazılar için.Umarım kitap olarak elimizde olur diye içtenlikle bekliyorum. Sevgiler.

    Liked by 1 kişi

    1. Çok çok teşekkür ederim bu güzel sözlerinize, ilk kitabım iki hayatı internet kitapçılarından bulabilirsiniz. Hikayeler henüz sadece site de yatınlanıyor ama, ikinci kitabım Mahi Allah kısmet ederse sonbaharda yayınlanacak. Umarım hikayeler gibi kitaplarımı da keyifle okursunuz ❤️

      Beğen

Yorum bırakın