Sevdanın yakışmadığı kadınım ben şimdi

sen içindeki gel-gitlerden yorgun,
ben bekleten zamana dargın,
bir çift gözün hapsine düşkün.
imkansızı düşlüyorum.

Sırası savılmış heyecanları özlüyor ruhum seninle. Geçti bizdenlerde dolanıyor düşüncelerim.

Yaşam ilkbaharları tüketmiş, sonbahara dönerken, hicaz makamında esiyor rüzgarlar.

Cevabını bilmediğim, bir bilmeceyi çözmek gibi seni sevmek. Bilinmeyenin peşinde dolanmaya hevesli ruhumu, döndüremiyorum senden.

Şimdi albümlerde sakladığım ne günlerim oldu oysa benim.

Rüştümü ispat ettim  hayata, ödünsüz özgürlüğümü sakladım hep içimde.

Ödülsüz esaretler zincirinde, durulması gereken yerde durmayı, beklenmesi gereken yerde beklemeyi öğrendim.

Bedelini ödedim yaftalandığım tüm rollerin.

Yeni sevdalara mühürledikleri gönlüme söz geçiremediğimi kime diyebilirim şimdi?

Prangalarımın ağırlaştığını nasıl anlatabilirim bir çift gözün hapsinde?

Bir yerlerde yaşarken bedenim, ruhumun sana doğru adım attığını kim hoşgörür bu saatten sonra?

Durmakla devam etmek arasında yaşadığım gel gitleri kime dilllendireyim ki şimdi sen söyle?

Giyilmemiş bir gelinlik gibi hüzünlü ve güzel düşlerime veda etmek istemiyor işte gönlüm.

“Belki bir gün.” diye sımsıkı sarılasım geliyor inadına. Günlerdir kapalı kalmış kapılardan gün sızıyor sanki içeri, ısıtıyor ruhumu, yüreğimi.

Kimseden korkmadığı kadar korkuyor gözlerim, takılıp kalmaktan gözlerine.

Tesadüfe gizlenmiş, kaçamak dokunuşlarına karşılık vermek için çırpınıyor  bedenim.

Başka hayatlardan koparıp almak istiyor yüreğim seni.

Sahibin olmak istemiyorum oysa, ellerin, gözlerin ve yüreğin yeter bana.

Başkalarının çizdiği haritaları, yazılmış tarihleri bozmakta değil gönlüm.

Ruhumdaki savaşı izliyorum sessizce. Bazen sabırlı ve sakin, bazense hırçın ve meydan okuyan yüreğime söz geçiremiyorum.

Çaresizliğim sabrımın yetmediğinden. Gözlerine bakıp daha derinlere inememenin sancısını hissediyorum sadece.

Öyle garip şeylere hayran kalıyor ki yüreğim, seyrettiğim güzel yüzünde bazen.

Şaşkınlıktan ağzımdan çıkıveren anlamsızların ardındaki hislerimi bilebilsen, sen de heyecanlanır mısın benim gibi, yoksa kaçar gider misin bilmiyorum.

Belki kendi kendine kaybolup gidiverecek bu hisler de bir gün içimde. Uzanıp da tutamadığım pek çok şey gibi.

Sende anılarımdaki güzel düşler kısmında yerini alacaksın belki kim bilir?

Oysa “keşke yaşansalarla” tükenmek istiyor ömrüm bu ara.

Herhangi bir günün, herhangi bir vaktinde aklıma geldiğinde, yüreğimden havalanan martıların çığlıklarını duyacaksın sanıyorum, korkuyorum.

İçimde kalacakların yası çöküyor sonra. Hiç sahip olamamanın korkusunu nasıldır sevdiğine bilir misin?

 

Kabul görmüş hayat hikayelerimizde, eğreti duran bir ayrık otu gibi yok olacak bu sevda avuçlarımda.

Çünkü sevdanın yakışmadığı kadınım ben şimdi.

 

 

Yorum bırakın